20: Benign Prostat Hiperplazisi (BPH)

Giriş, Semptomlar Komplikasyonlar

Prostat bezi sadece erkeklerde bulunmaktadır. Prostat bezinin büyümesi, yaşlı erkeklerde işeme sorunlarına neden olur (genellikle 60 yaş üzerinde).beklenen yaşam süresinin uzamasıyla birlikte benign prostat hiperplazisinin (BPH olarak da bilinir) sıklığı da artmıştır.

Prostat bezi nedir? Fonksiyonu nedir?

Prostat bezi ceviz büyüklüğünde küçük bir organdır ve erkek üreme sisteminin bir parçasıdır.

Prostat bezi mesanenin hemen ve kalın bağırsağın son kısmının hemen önünde bulunur. Üretranın (mesaneden dışarıya idrar akışını sağlayan kanal) ilk kısmını çevreler. Başka bir deyişle, üretranın başlangıç kısmı (yaklaşık 3 cm uzunluğunda) prostat içerisinden geçer.

Prostat erkek üreme organıdır. Ejakülasyon (boşalma) anında spermi besleyen ve üretranın içine taşıyan bir sıvı salgılar.

Benign prostat hiperplazisi (BPH) nedir?

“Benign prostat” anlamı prostata ait problemin kanserden kaynaklanmadığı ve ‘hiperplazi’ ise genişleme anlamına gelmektedir.

Benign prostat hiperplazisi veya benign prostat hipertrofisi (BPH), yaşlanmayla birlikte hemen hemen tüm erkeklerde görülen kanser olmayan prostat büyümesidir. Erkekler yaşlandıkça, prostat bezi yavaş yavaş büyür. Büyüyen prostat bezi üretrayı sıkıştırarak idrar akışında problemlere neden olarak işeme sorunlarına neden olur. Üretranın daralması nedeniyle, idrar akışı yavaşlar ve daha zayıf olur.

Benign Prostat Hiperplazisi erkeklerde olan bir hastalıktır.

BPH semptomları

BPH semptomları genellikle 50 yaşından sonra başlar. 60’lı yaşlardaki erkeklerin yarısından fazlasında, 70’li ve 80’li yaş grubundaki erkeklerin %90’ı BPH semptomlarına sahiptir. BPH semptomlarının çoğu yavaş yavaş başlar ve yıllar içinde daha da kötüleşir. BPH’ın en yaygın semptomları:

  • Özellikle geceleri sık idrara gitme, bu genellikle en erken semptomdur.
  • İdrarın yavaş ve zayıf akması.
  • Mesane dolu hissedildiğinde bile, idrar akışını başlatmada zorluk.
  • Ani idrara çıkma isteği, bu en rahatsız edici semptomdur.
  • İdrar yaparken zorlanma.
  • Kesik kesik idrar yapma.
  • İdrarı sonlandırır iken damla damla idrar gelmesi. İdrar damlaları ile iç çamaşırların ıslanması.
  • Mesanenin tam olarak boşaltılamaması.

BPH’nın komplikasyonları

Bazı hastalarda şiddetli BPH, tedavi edilmediği takdirde zamanla ciddi sorunlara neden olabilir. BPH’nın sık görülen komplikasyonları:

  • Akut idrar retansiyonu: Tedavi edilmeyen BPH zamanla idrar akışında ani, tamamen durmaya neden olabilir ve genellikle ağrılıdır. Bu hastalarda, mesaneden idrar boşaltmak için sonda adı verilen bir tüpün takılmasını gerekir.
BPH, idrar akışında zayıflamaya ve özellikle geceleri sık idrara çıkmaya neden olur.

  • Kronik idrar retansiyonu: Uzun süre idrar akışının kısmi olarak tıkanması idrar retansiyonuna neden olabilir. Kronik idrar retansiyonu ağrısızdır ve mesanede artan idrar kalışı ile karakterizedir. İdrar yaptıktan sonra mesanede kalan idrara rezidü (artık) idrar denir. BPH’ı olan hastalarda başvuru şekli genellikle mesaneyi tam boşaltamama veya az miktarda sık sık idrara çıkma (idrar taşması) şeklindedir.
  • Mesane ve böbrek hasarı:kronik idrar retansiyonu mesane duvarında kas gerilmesine neden olur. Uzun vadede, mesane zayıflar ve artık uygun şekilde kasılamaz.

    Fazla miktarda rezidü idrar mesane basıncını arttırır. Yüksek mesane basıncı, idrarın üreterler yoluyla böbreklere doğru kaçışına neden olur. Sonuçta üreterlerin ve böbreklerin idrar ile dolması böbrek yetmezliğine neden olabilir.

  • İdrar yolu enfeksiyonu ve mesane taşları: Mesanenin tam olarak boşaltılamaması, idrar yolu enfeksiyonu ve mesane taşı oluşumu riskini arttırır.
  • BPH prostat kanseri riskini arttırmaz.
Parmakla rektal muayene ve sonografi, BPH tanısı için en önemli iki testtir.

BPH tanısı

BPH tanısı

Öykü ve semptomlar BPH’ı düşündürdüğünde, büyüyen bir prostat varlığını doğrulamak veya dışlamak için şu testler yapılır.

  • Parmakla rektal muayene (PRM): Bu muayene yönteminde, yağlanmış eldivenli bir parmak hastanın rektumuna nazikçe yerleştirilerek prostat bezinin yüzeyi hissedilmeye çalışılır. Bu muayene, doktora prostat bezinin boyutu ve durumu hakkında fikir verir.

    BPH varlığında parmak muayenesinde prostat büyümüş, yüzeyi pürüssüz ve yumuşaktır. Muayenede sert, nodüler ve düzensiz yüzey hissedilmesi prostat kanseri veya prostat kalsifikasyonu düşündürür.

  • Ultrason ve işeme sonrası rezidü idrar testi: Ultrason ile prostat bezinin boyutu tahmin edebilir ve malignite, üreterlerin genişlemesi ile böbrek apsesi varlığı gibi diğer sorunlar saptanabilir.

    İdrar yaptıktan sonra mesanede kalan idrar miktarını belirlemek için ultrason kullanılabilir. İşeme sonrası mesanede 50 ml’den daha az idrar kalması mesane boşalmasının yeterli olduğunu gösterir. İşeme sonrası 100-200 ml veya daha fazla idrar mesane de kalırsa daha ileri değerlendirme gereklidir.

  • Prostat semptom skoru veya indeksi: Uluslararası prostat semptom skoru (IPSS) veya Amerikan Üroloji Derneği (AUA) semptom indeksi BPH tanısında yardımcı olur. Bu tanı yönteminde hastalara benign prostat hiperplazisinin sık semptomlarının varlığı veya yokluğu sorulmaktadır. Daha sonra cevaplar puanlanır ve hesaplanana prostat semptom skoruna dayanarak üriner semptomların şiddeti değerlendirilir.
  • Laboratuvar testleri: Laboratuvar testleri BPH tanısında yardımcı olmaz. Ancak, komplikasyonların tanısında yardımcı olurlar ve benzer semptomlara yol açan diğer nedenlerin dışlanmasına yardımcı olurlar. Enfeksiyon için idrar testi, böbrek fonksiyonu için kan testi yapılır. Prostat Spesifik Antijen (PSA) prostat kanseri taraması için yapılan testtir.
  • Diğer tetkikler: BPH tanısı koymak veya dışlamak için yapılan diğer testler, üroflowmetre, ürodinamik testler, sistoskopi, prostat biyopsisi, intravenöz piyelografi veya BT ürogram ve retrograd piyelografidir.
Kanda PSA testi, prostat kanseri tanısı için önemli bir tarama testidir.

BPH semptomları olan birisi prostat kanseri olabilir mi? Prostat kanseri nasıl teşhis edilir?

Evet. Birçok prostat kanseri ve BPH semptomları benzerdir, bu nedenler klinik semptomlara dayanarak iki durum arasındaki farkı ayırmak mümkün değildir. Ancak unutulmamalıdır ki, BPH prostat kanseri değildir. Prostat kanseri tanısını koyabilen en önemli üç test, parmak ile rektal muayene (PRM), kanda prostat spesifik antijen (PSA) testi ve prostat biyopsisidir.

BPH’nın tedavisi

BPH’nın tedavi seçeneklerini belirleyen faktörler, semptomların ciddiyeti, semptomlardan dolayı günlük hayatın ne derecede etkilendiği ve eşlik eden diğer tıbbi durumlardır. BPH tedavisinin amacı, semptomları azaltmak, yaşam kalitesini iyileştirmek, mesanede işeme sonrası kalan idrar miktarını azaltmak ve BPH komplikasyonlarını önlemektir.

BPH’da üç farklı tedavi seçeneği şunlardır:

  1. Dikkatli takip ve yaşam tarzı değişiklikleri (tedavi yok)
  2. Tıbbi tedavi
  3. Cerrahi tedavi

A. Dikkatle bekleme ve yaşam tarzı değişiklikleri (Tedavi yok)

Tedavi olmaksızın “bekle ve izle” yaklaşımı hafif semptomları olan veya semptomları çok rahatsız etmeyen erkeklerde tercih edilen yaklaşımdır. Ancak dikkatli bekleme, beklemek ve BPH semptomlarını azaltmak için hiçbir şey yapmamak anlamına gelmez. Bekle ve izle döneminde kişi BPH semptomlarını azaltmak için yaşam biçiminde değişiklikler yapmalı ve semptomların düzeldiğini veya ilerlediğini görmek için düzenli olarak yıllık kontroller yaptırmalıdır.

Birçok prostat kanseri ve BPH semptomları benzerdir. Doğru teşhis için kapsamlı bir incelemeye ihtiyaç duyulmaktadır.

  • İdrara çıkma alışkanlıklarında ve sıvı tüketiminde basit değişiklikler yapılmalıdır.
  • Mesane düzenli olarak boşaltılmalıdır. İdrar uzun süre tutulmamalıdır. İdrar yapma isteği geldiği an idrara çıkılmalıdır.
  • Çift işeme. Bunun anlamı art arda iki kere idrara çıkmadır. Önce mesane rahatça boşaltılmalıdır. Birkaç dakika bekledikten sonra mesane tekrar boşaltılmalıdır. Mesaneyi boşaltmak için zorlanmamalıdır.
  • Akşamları alkol ve kafein içeren içeceklerden kaçınılmalıdır. Her ikisi de mesanenin kas tonusunu etkiler ve böbrekleri idrar oluşturmaya teşvik ederek gece idrara çıkılmasını gerektirir.
  • Aşırı sıvı tüketmekten kaçınılmalıdır (günde 3 litreden daha az sıvı tüketilmeli). Bir kerede çok miktarda sıvı tüketmek yerine, gün boyunca sıvı alınmalıdır.
  • Yatmadan önce veya dışarı çıkmadan birkaç saat önce sıvı alımı azaltılmalıdır.
  • Antihistaminik ve dekonjenstan içeren ve reçetesiz satılan soğuk algınlığı ve grip ilaçlarını ALMAYIN. Bu ilaçlar semptomları kötüleştirebilir ve idrar retansiyonuna neden olabilir.
  • İdrar miktarını arttıran ilaçların (diüretikler) alma zamanlarını değiştirin.
  • Sıcak tutun ve düzenli egzersiz yapın. Soğuk hava ve fiziksel aktivite eksikliği semptomları kötüleştirebilir.
  • İdrar sızıntısını önlemeye yardımcı olduğundan pelvik kasları güçlendirme egzersizlerini öğrenin ve yapın. Pelvik kas egzersizleri pelvik kasları tekrarlayan bir şekilde sıkıp serbest bırakmaktan oluşur.
  • Zamanlı ve eksiksiz işeme üzerine odaklanmış mesane eğitimi. Düzenli aralıklarla idrar yapmaya çalışılmalıdır.
  • Kabızlık tedavi edilmelidir.
  • Stres azaltılmalıdır. Gerginlik ve heyecan daha sık idrara çıkmaya neden olur.
Hafif semptomları olan BPH, dikkatli bekleme ve yaşam tarzı değişiklikleri ile tıbbi tedavi yapılmaksızın takip edilebilir.

Yaşam Tarzı Değişiklikleri ve Tıbbi Tedavi

B. Tıbbi Tedavi

BPH’nın hafif ve orta derecedeki semptomlarını kontrol altına alınması için ilaçlar en yaygın ve tercih edilen yoldur. İlaçlar, tedavi verilen erkeklerin yaklaşık üçte ikisinde belirgin semptomları önemli ölçüde azaltır. Büyük prostat için iki sınıf ilaç, alfa blokerler ve anti-androjen (5-alfa-redüktaz inhibitörü) vardır.

  • Alfa-blokerler (tamsulosin, alfuzosin, terazosin, and doksazosin) prostatın içindeki ve çevresindeki kasları rahatlatan, idrar yolu tıkanıklığını hafifleten ve idrarın daha kolay akmasını sağlayan reçete ile satılan ilaçlardır. Alfa blokerlerin en sık görülen yan etkileri başta hafiflik hissi, baş dönmesi ve yorgunluktur.
  • 5-alfa-redüktaz inhibitörleri (finasterid and dutasterid) prostat bezinin boyutunu azaltabilen ilaçlardır. Bu ilaçlar idrar akış hızını arttırır ve BPH semptomlarını azaltır. Alfa blokerler kadar hızlı etkili değildirler (tedaviye başlandıktan sonraki altı ay içinde düzelme görülür) ve genellikle prostat büyümesi olan erkeklerde en iyi etkiyi gösterirler. 5-alfa-redüktaz inhibitörlerinin en sık yan etkileri ereksiyon ve boşalma sorunları ile cinsel isteksizlik ve iktidarsızlıktır.
  • Kombinasyon tedavisi: Bir alfa bloker ve bir alfa-redüktaz inhibitörü aynı anda verildiğinde farklı şekilde etki ederek ilave etki sağlar. Bu nedenle, her iki ilacın kombinasyonu, BPH semptomlarında, her iki ilacı tek tek alınmasından çok daha fazla azalma sağlar. Kombinasyon tedavisi, şiddetli semptomları olan erkeklerde, prostatın çok büyük olduğu durumlarda ve en yüksek alfa bloker dozuna yanıt alınamadığı durumlarda önerilir.
Hafif ve orta şiddette BPH semptomları için konservatif medikal tedavi tercih edilmektedir. Cerrahi tedaviden kaçınılmalıdır.

Cerrahi Tedavi

C. Cerrahi Tedavi

Cerrahi tedavi şu kişilerde önerilir:

  • Tıbbi tedaviye dirençli, rahatsız edici, orta şiddetli semptomlar.
  • Akut idrar retansiyonu.
  • Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyon.
  • Tekrarlayan veya sürekli idrarda kan varlığı.
  • BPH’ya bağlı böbrek yetmezliği.
  • BPH ile birlikte mesane de taş varlığında.
  • Gittikçe artan veya önemli oranda mesanede rezidü idrar kalması.

Cerrahi tedavi iki gruba ayrılabilir: cerrahi tedaviler ve minimal invazif tedavi. Standart cerrahi yöntem prostatın transüretral rezeksiyonudur (TURP). Şu anda, küçük ve orta büyüklükteki bezlerin cerrahi tedavisinde morbidite ve maliyet açısından TURP ile karşılaştırılabilir yeni yöntemler geliştirilmektedir.

Ciddi BPH semptomları, idrar retansiyonu, tekrarlayan İYE, ve böbrek yetmezliği cerrahiye ihtiyaç olduğunu gösterir.

Cerrahi tedaviler

Genellikle yapılan cerrahi ameliyatlar prostatın transüretral rezeksiyonu (TURP), prostatın transüretral insizyonu ve açık prostatektomidir.

1. Transüretral Prostat Rezeksiyonu (TURP)

TURP, prostat cerrahisinin altın standart tedavisi olmayı sürdürmektedir ve ilaçlardan daha başarılıdır. Vakaların en az %85-90’ında idrar yolu tıkanıklığı düzelir ve iyileşme genellikle uzun sürer. TURP idrar akımını bloke eden prostat bezinin bir kısmını çıkarmak için üroloji uzmanları tarafından yapılan minimal invaziv bir ameliyattır. TURP herhangi bir cilt kesisi ya da dikiş gerektirmez, ancak hastanede yatmayı gerektirir.

Cerrahi öncesi

  • Ameliyat öncesi, kişinin zinde olması gereklidir.
  • Sigara içmek, akciğer veya yara enfeksiyonu riskini arttırdığı ve iyileşmeyi geciktirdiği için hastadan sigarayı bırakması istenir.
  • Hastadan kan sulandırıcı ilaçları (warfarin, aspirin and clopidogrel) bırakması istenir.

İşlem sırasında

  • TURP ameliyatı genellikle 60-90 dakika sürer.
  • TURP genellikle spinal anestezi altında yapılır. Enfeksiyonu önlemek için antibiyotik verilir.
  • TURP sırasında, prostatın çıkarılması için penis ucundan üretra içerisine bir alet (rezektoskop) yerleştirilir.
  • Rezektoskop, görüş için bir ışık ve kamera, dokuyu kesmek ve kan damarlarını yakmak için bir elektrikli halka ve mesaneye yıkama sıvısı taşıyan bir kanala sahiptir.
  • İşlem sırasında çıkarılan prostat dokusu, prostat kanserinin dışlamak için histopatolojik değerlendirme yapılmak üzere laboratuvara gönderilir.
BPH’nin en etkili ve popüler cerrahi tedavisi TURP’tur.

Cerrahi sonrası

  • TURP ameliyatı sonrası hastanede kalış süresi genellikle 2-3 gündür.
  • Cerrahiyi takiben, üç lümenli büyük bir sonda penis ucundan (üretra yoluyla) mesane içerisine yerleştirilir.
  • Mesane sonda yardımı ile 12-24 saat süreyle sürekli olarak yıkama solüsyonu ile doldurup boşaltılarak yıkanır.
  • Mesane yıkaması ile işlemden kaynaklanan kan veya kan pıhtıları uzaklaştırılır.
  • İdrarda önemli miktarda kanama veya kan pıhtısı olmadığında sonda çıkarılır.

Cerrahi sonrası tavsiyeler

TURP sonrası erken iyileşmeye yardımcı olan tedbirler:

  • Mesaneden idrar akımını arttırmak için daha fazla sıvı tüketin.
  • Kabızlıktan ve dışkılama sırasında fazla ıkınmaktan kaçının. Ikınma kanamaların artmasına neden olabilir. Eğer kabızlık ortaya çıkarsa, birkaç gün boyunca ishal yapıcı ilaç kullanın.
  • Doktorunuza danışmadan kan sulandırıcı ilaçlara başlamayın.
  • 4-6 hafta süreyle ağır kaldırma veya yorucu aktivitelerden kaçının.
  • Cerrahi sonrası 4-6 hafta süreyle cinsel temastan kaçının.
  • Alkol, kafein ve baharatlı yiyeceklerden sakının.
TURP hastayı tamamen bayıltmadan spinal anestezi altında yapılır, bu nedenle hastanede kalış süresi kısadır.

Muhtemel komplikasyonlar

  • Erken dönem sık komplikasyonlar, kanama ve idrar yolu enfeksiyonudur. TURP sendromu ve ameliyat kaynaklı sorunlar daha az sıklıkta görülen komplikasyonlardır.
  • TURP ameliyatının daha sonraki kompikasyonları, üretranın daralması (striktür), geriye mesane içerisine boşalma, idrar kaçırma ve iktidarsızlıktır.
  • Mesane içerisine boşalma (retrograd ejaküalsyon) TURP ameliyatından sonra olguların yaklaşık %70’inde ortaya çıkabilen sık bir komplikasyonudur. Bu cinsel işlevleri ve zevkleri etkilemez ancak kısırlığa neden olur.
  • Komplikasyon riskini arttırabilecek faktörler obezite, sigara kullanımı, alkol bağımlılığı, malnütrisyon ve şeker hastalığıdır.

Hastane çıkışı sonrası, şu durumlarda doktor ile iletişime geçilmelidir:

  • İşeyememe veya idrar yaparken zorlanma.
  • İlaçlara rağmen devam eden şiddetli ağrı.
  • Kateteri de tıkayabilen büyük pıhtılı kanama.
  • Ateş, titreme dahil enfeksiyon bulguları.

2. Transüretral Prostat İnsizyonu (TUPİ)

Transüretral prostat insizyonu (TUPİ), daha küçük prostatı olanlar veya TURP ameliyatına sağlık durumu uygun olmayan hastalar için bir alternatif ameliyattır.

TUIP ameliyatı, TURP ameliyatına benzerdir, ancak prostat dokusunu çıkarmaktan ziyade, prostata iki veya daha fazla uzunlamasına kesi yapılır. Kesiler üretra yolunu genişletir, üretra üzerindeki basıyı hafifletir ve idrar akışını iyileştirir.

TUIP ameliyatının faydaları; daha az kan kaybı, ameliyatla ilgili daha az komplikasyon, daha kısa hastanede kalış süresi ve daha kısa iyileşme süresi, TURP ameliyatı ile kıyaslandığında, daha düşük retrograd ejekülasyon ve idrar kaçırma riskidir. Bunula birlikte, TUIP ameliyatı semptomların gerilemesinde daha az etkilidir ve/veya kısa süre sonra semptomlar tekrar başlar ve bazı hastalarda tekrardan TURP ameliyatı gerekebilir. Büyük hacimli prostat için TUIP en etkili tedavi yöntemi değildir.

Semenin mesaneye boşalması, TURP ameliyatının sık bir komplikasyonudur ve infertiliteye (çocuk sahibi olamama) neden olmaktadır.

3. Açık Prostatektomi

Açık prostatektomi, prostatın çıkarılması için karında bir kesinin yapıldığı bir ameliyat yöntemidir. Birçok etkili ve daha az invazif seçenek mevcut olduğundan, açık prostatektomi nadiren BPH tedavisinde kullanılır.

Açık bir prostatektomi, ciddi derecede prostat büyümesi olan çok az insan için ve cerrahi sırasında aynı anda düzeltilmesi gereken diğer problemlerden mustarip hastalarda yapılmaktadır.

Minimal İnvazif Tedaviler (MİTler)

Minimal invazif yöntemler en az zarar veren yöntemlerdir. Modern teknoloji ve araştırma ile minimal invazif tedavilerde, daha az komplikasyonla ve basit prosedürlerle BPH'nin tedavisi amaçlanmaktadır. Bu tedavi yöntemleri prostattan fazla dokuyu çıkarmak için genelde ısı, lazer veya elektrovaporizasyonu kullanır. Bu tedavilerin tümünde transüretral bir yaklaşım kullanılır (penil üretra yoluyla).

Minimal invazif tedavilerin faydaları şunlardır: hastanede kalış süresinin kısaltması, minimal anestezi gereksinimi, standart prostat cerrahisine göre daha az risk ve komplikasyon ve daha kısa iyileşme süreleridir.

TUIP, daha küçük prostat veya TURP ameliyatı uygun olmayan yüksek riskli hastalar için TURP'ye alternatiftir.

Bu yöntemlerin dezavantajları: standart TURP'dan daha az etkinlik, 5 veya 10 yıl sonra cerrahiye tekrar gereksinim duyma olasılığı daha yüksektir, histopatolojik inceleme için prostat dokusunun alınmaması (gizli prostat kanserini hariç tutmak için) ve güvenlik ile etkinlikleri değerlendirmek için daha az uzun süreli çalışmalar olmasıdır. Önemli ek dezavantaj, gelişmekte olan ülkelerin çoğunda minimal invazif tedavilerin (MIT'ler) mevcut olmaması ve şu anda daha pahalıdır.

BPH'da kullanılan farklı minimal invazif tedaviler; transüretral mikrodalga termoterapi (TUMT), transüretral iğne ablasyon (TUNA), suya bazlı termoterapi (WIT), prostat stentleri ve transüretral lazer tedavisidir.

  • Transüretral Mikrodalga Termoterapi (TUMT): Bu işlemde, idrar akışına engel olan prostat dokusunu yakmak için mikrodalga ıs kullanılır.
  • Transüretral Prostat İğne Ablasyonu (TUNA): Bu işlemde, radyo frekans enerjisi, idrar akışını engelleyen prostat dokusunu pıhtılaştırmak ve nekroz yapmak için kullanılır.
  • Su Thermotherapi (WIT): Bu işlemde, sıcak su büyümüş prostat dokusunda sıcağa bağlı koagülasyon ve nekroz yapmak için kullanılır.
  • Prostat Stentleri: Bu işlemde, prostatik üretranın daralmış kısmı içerisine bir stent yerleştirilir. Stent kanalı açık tutar ve idrara çıkma kolaylığı sağlar. Stentler, küçük yaylar veya bobinler gibi şekillendirilmiş kendinden genişleyen titanyum tel cihazlardır.
  • Transüretral Lazer Tedavisi: Bu işlemde, lazer enerjisi, prostatın idrar akışını engelleyen bölümlerini ısıtarak yok eder.
MIT faydaları: düşük risk ve daha kısa hastane yatışı; endişeleri: maliyet ve uzun dönem güvenlik.
BPH’ı olan bir hasta ne zaman doktora başvurmalıdır?

BPH’ı olan bir hasta şu durumlarda doktora başvurmalıdır:

  • Tamamen işeyememe.
  • İdrar yaparken yanma ve ağrı, kötü kokulu idrar veya titremeyle yükselen ateş.
  • İdrarda kan.
  • İç çamaşırların ıslanmasına neden olan işeme kontrolünün kaybı.
Prostatik stent, ilaçlar etkisiz olduğunda ve cerrahi tedavi kontrendike olduğunda güvenli ve etkili bir tedavidir.