19: Taş Hastalıkları

Taş hastalığı çok yaygın bir ürolojik hastalıktır. Böbrek taşları en dayanılmaz ağrıya neden olabilirken bazen de herhangi bir belirti olmaksızın sessizce var olabilirler. Taş hastalığı idrar yolu enfeksiyonuna neden olabilir ve uygun tedavi edilmezse böbrek hasarına yol açabilir. Böbrek taşında nüks sık görülür. Taş hastalıklarının tanınması, önlenmesi ve bakımı önemlidir.

Böbrek taşı nedir?

Böbrek taşı böbrek veya idrar yolları içerisinde oluşan sert kristal kütlelerdir. Taş oluşumundan idrarda artan kristaller veya kalsiyum, oksalat, ürat ve fosfat parçacıkları sorumludur. İdrar yollarındaki bu maddelerin milyonlarca kristali, çökelerek kademeli olarak büyümekte ve uzun bir süre sonra bir taş oluşturmaktadır.

Normalde idrar, kristallerin bir araya toplanmasını önleyen veya inhibe eden maddeler içerir. Azaltılmış taş inhibitör maddeleri böbrek taşlarının oluşumuna katkıda bulunur. Ürolithiyazis, idrar taşlarını tanımlamak için kullanılan tıbbi terimdir. Safra taşlarının (safra kesesinde bulunan) ve böbrek taşlarının bileşimi farklıdır.

İdrar yollarındaki taşların büyüklüğü, şekli ve lokalizasyonu nedir?

Böbrek taşlarının büyüklüğü ve şekli değişkenlik gösterir. Bir kum tanesinden daha küçük veya bir tenis topu kadar büyük olabilirler. Taşın şekli pürüzsüz bir yüzeye sahip yuvarlak ya da oval olabilir veya pürüzlü bir yüzeyle düzensiz olabilir. Pürüzsüz bir yüzeye sahip taşlar daha az ağrıya neden olur ve kendiliğinden düşme ihtimali yüksektir ancak düzensiz pürüzlü yüzeye sahip böbrek taşları daha fazla ağrıya neden olur ve kendiliğinden düşme ihtimali daha düşüktür. Taşlar üriner sistemin herhangi bir yerinde olabilir, ancak böbrekte daha sık ortaya çıkar ve daha sonra üreterin içine düşer, bazen üreterin dar bölgelerine takılıp kalır.

İdrar yollarındaki taşlar dayanılmaz karın ağrısının önemli bir nedeni arasındadır.

Böbrek taşlarının çeşitleri nelerdir?

Başlıca 4 tip böbrek taşı türü vardır:

1. Kalsiyum Taşları: Vakaların yaklaşık % 70 - 80'inde görülen en yaygın böbrek taşı türüdür. Kalsiyum taşları genellikle kalsiyum oksalat ve daha az oranda kalsiyum fosfattan oluşur. Kalsiyum oksalat taşları nispeten sert ve medikal yöntemlerle eritilmesi güçtür. Kalsiyum fosfat taşları alkalin idrarla bulunur.

2. Sitrüvit Taşları: Sitruvit (Magnezyum amonyum fosfat) taşları daha az yaygındır (yaklaşık% 10-15) ve böbrekteki enfeksiyonlardan kaynaklanmaktadır. Sitruvit taşları kadınlarda daha sık görülür ve yalnızca alkalin idrarda oluşur.

3. Ürik Asit Taşları: Ürik asit taşları çok yaygın değildir (yaklaşık% 5-10) ve idrarda çok fazla ürik asit olduğunda ve asidik idrarda oluşma olasılığı daha yüksektir. Ürik asit taşları, yüksek hayvan proteinli diyet tüketen gut hastalarında, susuz kalan veya kemoterapiye maruz kalmış gutlu kişilerde oluşabilir. Ürik asit taşları radyolüsenttir, bu nedenle batın direk grafisi ile tespit edilmezler.

4. Sistin Taşları: Sistin taşları nadirdir ve sistinüri adı verilen kalıtsal bir durumda ortaya çıkar. Sistinüri, idrarda yüksek düzeyde sistin ile karakterizedir.

İdrar yolu taşları daha çok böbrek ve üreterde görülür.

Staghorn taşı nedir?

Staghorn taşları genellikle stiruvit taşları olup, böbreklerin büyük bir bölümünü işgal eden ve geyiğin boynuzlarına benzeyen, budan dolayı da ‘staghorn’ olarak isimlendirilen çok büyük bir taştır. Staghorn taşı minimal düzeyde ağrıya neden olur ya da ağrı yapmaz, çoğu vakada teşhis gecikir ve sonuçta böbrek hasarına neden olur.

İdrar yollarında taş oluşumuna hangi faktörler katkıda bulunur?

Taş oluşumuna karşı herkes duyarlıdır. Böbrek taşı geliştirme riskini artıran birkaç faktör vardır:

  • Azalmış sıvı miktarı - özellikle su tüketiminde azalma ve dehidratasyon
  • Ailede böbrek taşı öyküsü
  • Diyet: Hayvansal protein, sodyum ve oksalattan zengin, lif ve potasyum bakımından fakir diyet tüketmek
  • Böbrek taşlarının % 75'i ve mesane taşlarının% 95'i erkeklerde görülür. 20-70 yaş arasındaki bireyler ile obez olanlar risk altındadır.
  • Uzun süre yatağa bağlı yaşayan veya hareketsiz kalan kişiler
  • Sıcak nemli yerlerde yaşayan kişiler
  • Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyon öyküsü veya idrar yollarında tıkanıklık olanlar
  • Metabolik hastalıklar: hiperparatiroidizm, sistinüri, gut vb.
  • Diüretikler ve antasitler gibi bazı ilaçların kullanılması
Azalmış sıvı alımı ve ailede taş öyküsü, taş oluşumu için en önemli iki risk faktörüdür.

İdrar yolu taşlarının belirtileri nelerdir?

Üriner taş semptomları üriner taşın büyüklüğüne, şekline ve yerine göre değişebilir. Üriner taşla ilgili yaygın belirtiler şunlardır:

  • Karın ağrısı.
  • Hiçbir belirtisi olmaması. Rutin sağlık muayenelerinde veya başka nedenlerle yapılan tetkikler sırasında tesadüfen taş tespit edilebilir. Herhangi bir belirti oluşturmayan ve radyolojik incelemelerde tesadüfen tespit edilen taşlar "sessiz taşlar" olarak bilinir.
  • Sık idrara çıkma ve idrara sıkışma hissi mesane taşlarında görülür.
  • Mide bulantısı veya kusma
  • İdrarda kan olması (hematüri)
  • İdrar yaparken ağrı-yanma
  • Mesane taşı üretranın girişinde sıkışırsa idrar akışı anında durur.
  • Taşın idrarla atılımı
  • Birkaç vakada üriner taşlar, nükseden idrar yolu enfeksiyonu ve idrar yollarının tıkanması gibi komplikasyonlara neden olabilir ve böbrekte geçici veya kalıcı hasara neden olabilir.

İdrar yolu taşına bağlı karın ağrısının özellikleri

  • Ağrının şiddeti ve yeri, üriner sistem içindeki taşın türüne, boyutuna ve konumuna bağlı olarak kişiden kişiye değişebilir. Unutulmamalıdır ki, taşın büyüklüğü ağrının ciddiyeti ile ilişkili değildir. Küçük boyutlu kaba taşlar genellikle büyük ebatlı pürüzsüz taşlardan daha şiddetli ağrıya neden olur.
  • Taş ağrısı, belirsiz bir yan ağrısından, şiddetli dayanılmaz ağrıya kadar değişebilir. Ağrı pozisyonun değişmesi ile veya araç sarsıntısıyla artabilir. Taş ağrısı sonu rahatlama ile biten dakikalarca-saatlerce sürebilir. Ağrının azalması yada kaybolması üreterden aşağı düşen taşın karakteristik özelliğidir.
  • Karın ağrısı, taşın bulunduğu tarafta görülür. Böbrek ve üreter taşının klasik ağrısı belden kasığa uzanan ağrıdır ve genellikle bulantı ve kusma eşlik eder.
  • Mesane taşı daha az karın ağrısı ve idrar yaparken ağrıya neden olabilir ki bu genellikle erkeklerde penisin ucunda hissedilir.
  • İdrar yollarında taştan ani şiddetli karın ağrısı yaşayan birçok kişi acil tıbbi için acele eder.
Karın ağrısı ve idrarda kan olması büyük olasılıkla idrar yolu taşı varlığına işaret eder.

Taş Hastalığının Belirtileri ve Tanısı

Böbrek taşları böbreklere zarar verebilir mi?

Evet. Böbrek veya üreterdeki taşlar idrar yolları içindeki idrar akışını bloke edebilir veya engelleyebilir. Bu tür tıkanıklıklar böbrekte üriner pelvis ve kalikslerin genişlemesine neden olabilir. Tıkanmaya bağlı kalıcı ciddi dilatasyon, bazı hastalarda uzun vadede böbrek hasarına neden olabilir.

İdrar yolu taşlarının tanısı

Araştırmalar yalnızca idrar taşı tanısı koymak ve komplikasyonları saptamak için değil aynı zamanda taş oluşumunu teşvik eden faktörleri de tanımlamak için yapılmalıdır

Radyolojik araştırmalar

Üriner sistem ultrasonu: Ultrason, idrar yolu taşlarının teşhisinde ve tıkanıklığın varlığını saptamada en yaygın kullanılan, kolaylıkla bulunabilen, daha ucuz ve basit bir testtir.

Üriner sistem röntgeni: Üriner taşların boyutu, şekli ve konumu böbrek-üreter mesanenin röntgen filminde görülebilir. Röntgen, kalsiyum içeren taşların tedavisinden önce ve sonra taş varlığını ve boyutunu izlemek için en kullanışlı yöntemdir. Ürik asit içeren radyolusent taşları tanımlamak için kullanılamaz.

Ağrıya neden olmayan ancak böbrek hasarına neden olma ihtimali bulunan "sessiz taşlar" a dikkat edilmelidir.

Taş Hastalığının Önlenmesi

BT taraması:Üriner sistemin BT taraması, her boyuttaki taşı tanımlamak ve tıkanıklığı belirlemek için son derece doğru ve en çok tercih edilen tanı yöntemidir.

İntravenöz ürografi (İVÜ): İVÜ, taşları ve tıkanıklığı tespit etmede çok güvenilirdir. İVÜ'nün en büyük yararı, böbrek fonksiyonu hakkında bilgi sağlamasıdır. Böbrek yapısı ve üreter dilatasyonu ile ilgili ayrıntılar, bu testle daha iyi değerlendirilir. Serum kreatinin yüksek olduğunda yararlı değildir ve kullanılmamalıdır.

Laboratuvar araştırmaları

İdrar testleri: Enfeksiyonu tespit etmek ve idrar pH’sını ölçmek için rutin idrar testi ile toplam idrar hacmi, kalsiyum, fosfor, ürik asit, magnezyum, oksalat, sitrat, sodyum ve kreatinini ölçmek için 24 saatlik idrar toplanması.

Kan testleri: Tam kan sayımı, serum kreatinin, elektrolitler ve kan şekeri gibi temel testler ile kalsiyum, fosfor, ürik asit ve paratiroit hormonu seviyesi gibi taş oluşumunu destekleyen belirli özel testler.

Taş analizi: Farklı tedavi yöntemleriyle düşürülen ya da uzaklaştırılan taşlar analiz için toplanmalıdır. Taşların kimyasal analizi, tedavi planlamasına yardımcı olan bileşimlerini belirleyebilir.

İdrar yolu taşlarının önlenmesi

“Bir kez taş oluştu mu, sürekli taş oluşma riski vardır.” İdrar taşları kişilerin yaklaşık% 50-70'inde tekrar eder. Öte yandan, uygun tedbirler ve tedavi ile tekrarlama oranı % 10'a veya daha azına indirilebilir. Bundan dolayı, böbrek taşı rahatsızlığı olan tüm hastalar önleyici tedbirleri almalıdır.

İdrar yollarındaki taşların teşhisi için BT taraması, ultrasonografi ve röntgen en önemli tetkiklerdir.

Genel önlemler

Diyet, idrar taşlarının oluşumunu teşvik edebilen veya önleyebilen önemli bir faktördür. İdrar yolunda taş olan tüm hastalar için yararlı genel önlemler:

1. Bol sıvı tüketin

  • Taş oluşumunu önlemek için basit ve en önemli önlem, bol su içmek, bol su içmek ve bol su içmektir. Günde 12-14 bardak (3 litreden fazla) su için. Gün boyunca yeterli su alımını sağlamak için, yanında bir su şişesi bulundurun.
  • Birçok hasta hangi suyu içmesi konusunda ikileme düşmektedir. Ama unutmamak gerekir ki taş oluşumunu önlemek için su miktarı su kalitesinden çok daha önemlidir.
  • Taş oluşumunu önlemek için, bir günde yeterli miktarda idrar oluşması alınan sıvı miktarından daha önemlidir. Yeterli miktarda su içtiğinden emin olmak için günlük toplam idrar hacmini ölçün. İdrar miktarı günde 2 - 2,5 litreden fazla olmalıdır.
  • İdrar rengi veya konsantrasyonu, ne kadar su içtiğinizi gösterebilir. Gün boyunca yeterince su içerseniz, idrar dilüe, berrak ve neredeyse su gibi olacaktır. Dilüe idrar taş oluşumunu önleyen düşük konsantrasyonda mineraller içerir. Sarı, koyu renkli, konsantre idrar yetersiz su alımını gösterir.
  • Taş oluşumunu önlemek için her yemekten sonra iki bardak su içmeyi alışkanlık edinmek gerekir. Yatmadan önce iki bardak su içmek ve her gece uyanışında ek bir bardak su içmek özellikle önemlidir. İdrar yapmak için gece boyunca birkaç kez uyanmanız gerekiyorsa, muhtemelen gece gündüz yeterli miktarda sıvı almışsınız demektir.
  • Sıcak günlerde fiziksel olarak aktif insanlara daha fazla miktarda sıvı alımı önerilir, çünkü terleme ile önemli miktarda su kaybedilir.
  • Hindistan cevizi suyu, arpa veya pirinç suyu, limonata ve ananas suyu gibi sitrattan zengin sıvıların alınması, toplam sıvı alımını ve taşı önlemeye yardımcı olur.
Sıvı alımının bol olması, idrar taşının önlenmesi ve tedavisi için en basit ve en önemli önlemdir.

İdrar yollarında taşı önlemek için hangi sıvılar tercih edilir?

Hindistan cevizi suyu, arpa veya pirinç suyu ve limonata, domates suyu veya ananas meyve suları gibi sitrattan zengin sıvıların alınması taş oluşumunu önlemeye yardımcı olur. Ancak toplam sıvı alımının en az % 50'sinin su olması gerektiğini unutmayın.

İdrar yollarında taşa sahip bir kişi hangi sıvılardan kaçınmalıdır?

Greyfurt, kızılcık ve elma suyundan, demli çay, kahve, çikolata ve şeker, kola gibi alkolsüz içecekler ve bira da dahil olmak üzere tüm alkollü içeceklerden kaçınılmalıdır. Bu içecekler, artmış taş oluşumu riski ile ilişkilendirilmiştir.

2. Tuz kısıtlaması

Diyette aşırı miktarda tuz alınmasından kaçının. Turşu, cips ve tuzlu atıştırmalıklardan uzak durun. Diyette aşırı miktarda tuz veya sodyum alımı idrarda kalsiyum atılmasını artırabilir ve böylece kalsiyum taşlarının oluşma riski artar. Taş oluşumunu önlemek için, sodyum alımı günlük 100 mEq veya günde 6 gram tuz ile sınırlandırılmalıdır.

3. Hayvansal protein alımının azaltılması

Koyun eti, tavuk, balık ve yumurta gibi vejetaryen olmayan yiyeceklerden kaçının. Bu hayvansal gıdalar yüksek ürik asit / purinler içerir ve ürik asit ve kalsiyum taşları riskini artırabilir.

Temiz, berrak, su gibi idrar, yeterli miktarda sıvı alımı anlamına gelir.

4. Dengeli beslenme

Asit yükünü azaltan ve idrarı daha az asidik hale getiren daha çok sebze ve meyve içeren dengeli bir diyet ile beslenin. Muz, ananas, yaban mersini, kiraz ve portakal gibi meyveleri yiyin. Havuç, acı kabak (karela ampalaya), kabak ve biber gibi sebzeleri tüketin. Arpa, fasulye, yulaf ve psyllium tohumu gibi yüksek lif içeren gıdalar tüketin. Beyaz ekmek, makarnalar ve şeker gibi rafine edilmiş gıdalardan kaçının veya sınırlandırın. Böbrek taşları yüksek şeker alımıyla ilişkilidir.

5. Diğer öneriler

C vitamini alımını günlük 1000 mg'dan daha düşük seviyeye indirin. Gece geç saatlerde yemeklerden kaçının. Obezite, taş oluşumu için bağımsız bir risk faktörüdür.

Spesifik önlemler

1. Kalsiyum taşını önlemek için

  • Diyet: Böbrek taşı olan hastalar tarafından kalsiyum kullanılmamalıdır düşüncesi yanlış bir kavramdır. Taş oluşumunu önlemek için süt ürünleri de dahil olmak üzere kalsiyum ile sağlıklı bir diyet yapın. Diyetteki kalsiyum, bağırsakta oksalat ile bağlanır ve bağırsak oksalat emilimini sınırlar ve daha sonra taş oluşumunu azaltır. Öte yandan, diyetle alınan kalsiyum azaltıldığında bağırsaktaki serbest oksalat, oksalat taşlarının oluşumunu teşvik etmek için bağırsaklardan kolaylıkla emilebilir.
  • Hem kalsiyum takviyeleri hem de kalsiyum bakımından düşük diyetlerden kaçının; çünkü her ikisi de taş gelişme riskini arttırır. Süt ürünleri gibi diyetle alınan kalsiyum kaynakları böbrek taşı gelişimi açısından risk altında olan hastalarda oral kalsiyum takviyelerine tercih edilmelidir. Oral kalsiyum takviyeleri gerekliyse, riski azaltmak için yemeklerle birlikte alınmaları gerekir.
  • İlaçlar: Tiyazid diüretikleri kalsiyum taşlarının önlenmesinde faydalıdır, çünkü idrarla kalsiyumun atılımını sınırlarlar.
Diyette tuz alımının kısıtlanması, kalsiyum taşlarının önlenmesi açısından çok önemlidir.

2. Oksalat taşını önlemek için

Kalsiyum okzalat taşı olan insanlar oksalattan zengin gıdaları sınırlamalıdır. Oksalat bakımından zengin gıdalar şunlardır:

  • Sebzeler: ıspanak, ravent, bamya, (kadın parmağı), pancar ve tatlı patates.
  • Meyveler ve kurutulmuş meyveler: çilek , ahududu, chiku, amla, muhallep elma, üzüm, kaju fıstığı, yer fıstığı, badem ve kuru incir
  • Diğer gıdalar: yeşil biber, meyve pastası, marmelat, koyu renkli çikolata, fıstık ezmesi, soya gıdaları ve kakao. İçecekler: greyfurt suyu, koyu renkli kola ve güçlü veya siyah çay.

3. Ürik asit taşını önlemek için

  • Tüm alkollü içkilerden kaçının.
  • Sakatatlar (örneğin beyin, karaciğer, böbrek), balıklar (özellikle hamsi, sardalya, ringa balığı, alabalık somon), domuz eti, tavuk, sığır eti ve yumurta gibi hayvan proteinlerinde yüksek gıdalardan kaçının.
  • Bakliyat, fasulye veya mercimek gibi baklagiller ile mantar, ıspanak, kuşkonmaz ve karnabahar gibi sebzeler kısıtlayın.
  • Salata sosları, dondurma ve kızarmış gıdalar gibi yağlı gıdaları kısıtlayın.
  • İlaçlar: Allopurinol, ürik asit sentezini önlemek ve idrarda ürik asit atılımını azaltmak için kullanılır. Potasyum sitrat, idrarı alkali yapmak için kullanılır, çünkü asidik idrarda ürik asit çökelir ve taş oluşumuna neden olur.
  • Diğer önlemler: kilo verme. Obez hastalar idrar alkali yapamaz ve bu durum ürik asit taş oluşum riskini arttırır.
Unutmayın! Diyette kalsiyumun kısıtlanması taş oluşumunu teşvik eder!

Taş Hastalığının Tedavisi

İdrar yolu taşlarının tedavisi

Üriner taşların tedavisini belirleyen faktörler semptomların derecesine bağlıdır; Taşın büyüklüğü, konumu ve nedeni, üriner enfeksiyon ve tıkanıklığın varlığı veya yokluğu. İki ana tedavi seçeneği şunlardır:

A. Konservatif tedavi

B. Cerrahi tedavi

A. Konservatif Tedavi

Çoğu böbrek taşı, semptomların başlamasından 3-6 hafta sonra kendiliğinden düşebilecek kadar küçüktür (çapı 5 mm'den azdır). Konservatif tedavinin amacı, semptomları gidermek ve cerrahi işlem olmaksızın taş çıkarmaya yardımcı olmaktır. Dayanılmaz ağrısı olan hastalarda böbrek taşının acil tedavisinde non-steroidal inflamatuvar ilaçların (NSAİİ'ler) veya opioidlerin intramusküler veya intravenöz uygulanmasını gerekebilir. Daha az şiddetli ağrı için oral ilaçlar genellikle yeterlidir.

Bol miktarda sıvı tüketimi

Ağrısı şiddetli olan hastalarda, sıvı alımının orta derecede olması ve aşırı olmaması gerekir; çünkü ağrıyı şiddetlendirebilir. Ancak ağrısız dönemlerde, bol miktarda sıvı tüketip bir günde 2 ile 3 litre su içilmelidir. Unutmayın ki, bira böbrek taşı olan bir hastaya terapötik bir madde değildir. Şiddetli kolik ağrısı ve buna bağlı mide bulantısı, kusma ve ateş olan hastalarda, sıvı açığını düzeltmek için intravenöz salin infüzyonu gerekebilir. Hasta düşen taşı analiz için saklamalıdır. Düşen taşları toplamanın basit bir yolu, bir süzgeç (elek) ile idrar yapmaktır.

Bol miktarda sıvı alımı, idrarla çok sayıda küçük taşı düşürür.

Diğer önlemler

Uygun idrar pH'sının korunması, özellikle ürik asit taşı olan hastalar için çok önemlidir. Kalsiyum kanal blokerleri ve alfa blokerleri, üreter spazmlarını inhibe eder ve üreter taşının geçişine izin vermek için üreterleri yeterince genişletir. Taş özellikle idrar mesanesine yakın bulunduğu zaman bu özellik yararlıdır. Bulantı, kusma ve idrar yolu enfeksiyonu gibi ilişkili problemleri tedavi edilmelidir. Tartışılan tüm genel ve özel koruyucu önlemler (diyet tavsiyesi, ilaç vb.) takip edilmelidir.

B. Cerrahi Tedavi

Konservatif önlemler ile düzelmeyen böbrek taşları için farklı cerrahi tedaviler mevcuttur. En sık kullanılan cerrahi yöntemler, ekstrakorporal şok dalga litotripsi (ESWL), perkütan nefrolitotomi (PCNL) ve nadiren açık cerrahidir. Bu teknikler birbirine tamamlayıcıdır. Bu işlemler hasta için hangi yöntemin en iyi olduğuna karar veren üroloji uzmanı tarafınca yapılır.

İdrar yolunda taş olan hangi hastanın cerrahi tedaviye ihtiyacı var?

Küçük taşlı hastaların çoğunda konservatif yaklaşım ile etkili bir şekilde tedavi edilebilir. Ancak böbrek taşı aşağıdaki durumlarda cerrahi olarak çıkarılması gerekebilir:

  • Tekrarlayan veya şiddetli ağrıya neden olan ve makul bir süre sonra geçmeyen ağrıya neden olan taşlar.
  • Kendi başlarına düşemeyecek kadar büyük taşlar (> 6 mm) cerrahi girişim gerektirebilir.
  • Büyük tıkanıklığa, idrar akışını engellemeye ve böbrek hasarına neden olan taşlar.
  • Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu veya kanama

Taşa bağlı tıkanıklığın tek böbrekte ya da her iki böbrekte yetmezliğe neden olduğu durumlarda hastalar hızlıca cerrahiye alınabilir.

Taş, % 50'den fazla vakada tekrarlayabilir. Önleme tedavisi şiddetle tavsiye edilir.

1. ESWL - Extra-korporal Şok Dalga Litotiripsi

ESWL veya şok dalga litotripsi, böbrek taşları için en güncel, etkili ve en sık kullanılan tedavi yöntemidir. Litotripsi, 1.5 cm'den daha küçük böbrek taşları veya üst üreter taşları için idealdir.

Litotripside litotriptör makinesinin ürettiği aşırı konsantre şok dalgaları veya ultrasonik dalgalar taşları parçalar. Taşlar küçük parçacıklara ayrılır ve idrar yolundan kolayca geçer. Litotripsi sonrası hastaya, taş parçacıklarını atabilmeleri için bolca sıvı içmeleri önerilir. Büyük bir taş litotripsi sonrası üreter tıkanması beklendiğinde tıkanmayı önlemek için üretere "stent" (özel yumuşak plastik tüp) yerleştirilir. Litotripsi genellikle güvenlidir. Litotripsi'nin muhtemel komplikasyonları hematüri, idrar yolu enfeksiyonu, eksik taş çıkarma (daha fazla seans gerektirebilir), eksik taş parçalanması (üriner sistem tıkanıklığına yol açabilir), böbrek hasarı ve kan basıncında bir yükselmedir.

Litotripsinin avantajları, hastaneye yatış, anestezi ve insizyon veya cerrahi gerektirmeyen güvenli bir yöntem olmasıdır. Bu yöntemde ağrı minimumdur ve her yaş grubundaki hastalar için uygundur.

Litotripsi, büyük taşlar ve obez hastalarda daha az etkilidir. Hamilelere ve ağır enfeksiyon, kontrolsüz hipertansiyon, üriner sistemde distal tıkanıklık ve kanama bozuklukları bulunan hastalarda litotripsi tavsiye edilmez.

Litotripsi sonrası düzenli takip, periyodik kontrol ve taş hastalıklarının tekrarına karşı önleyici tedbirlere sıkı sıkıya bağlı kalmak zorunludur.

Litotripsi böbrek taşları için etkin ve en sık kullanılan ameliyatsız tedavi yöntemidir.

2. Perkutan Nefrolithotomi (PCNL)

Perkutan nefrolithotomi, veya PCNL, orta boy veya büyük (1.5 cm'den büyük) böbrek veya üreter taşlarının çıkarılması için etkili bir yöntemdir. PCNL, üreteroskopi veya litotripsi gibi diğer tedavi yöntemleri başarısız olduğunda en sık kullanılan seçenektir.

Buişlemde, ürolog genel anestezi altında sırta bir kesi yapar ve görüntü netleştirici ya da sonografik kontrol altında deriden böbreğe uzanan bir kanal oluşturur. Aletlerin yerleştirilmesi için kanal genişletilir. Nefroskop denilen bir alet kullanarak, ürolog taşı bulur ve çıkarır (nefrolitotomi).Taş büyük olduğunda, yüksek frekanslı ses dalgaları kullanılarak taş parçalanır ve taş parçaları çıkarılır (nefrolitotripsi).

Genel olarak PCNL güvenlidir, ancak herhangi bir cerrahi tedavide olduğu gibi ortaya çıkabilecek bazı riskler ve komplikasyonlar vardır. PCNL'nin olası komplikasyonları kanama, enfeksiyon, kolon yaralanması, idrar kaçağı ve hidrotoraks gibi diğer karın organlarının yaralanmasıdır. PCNL'nin en büyük avantajı sadece küçük bir insizyonun (yaklaşık bir santimetre) gerekli olmasıdır. Her çeşit taş için PCNL hastayı tek bir girişimle taştan kurtaran en etkili yöntemdir. PCNL ile hastanede kalış süresi kısadır ve iyileşme daha hızlıdır.

PCNL orta veya büyük boy böbrek taşlarının çıkarılmasında en etkili yöntemdir.

3. Üreteroskopi (URS)

Üreteroskopi, orta ve alt üreterde bulunan taşların tedavisinde oldukça başarılı bir yöntemdir. Anestezi altında, ucunda ışık ve kamera olan ince fleksibl tüp (üreteroskop) üretradan mesaneye ve üretere doğru sokulur.

Taş üreteroskop ile görülür ve taşın büyüklüğüne ve üreterin çapına bağlı olarak taş parçalanabilir ve / veya çıkartılabilir. Üreterik taş küçükse, tutucu (grasper) tarafından kavranır ve çıkarılır. Taş tek parça halinde çıkarmak için fazla büyükse, pnömatik litotripsi kullanarak küçük parçalara ayrılabilir. Bu küçük taş parçaları idrara kendi başlarına geçerler. Hastalar normalde aynı gün taburcu edilir ve iki-üç gün içinde normal hayatlarına devam edebilirler.

URS'nin avantajları, sert taşların bile bu yöntemle kırılabilmesi ve kesinin gerekmemesidir. Gebeler, obez kişiler ve kanama bozuklukları olanlar için güvenlidir. URS genellikle güvenlidir, ancak herhangi bir prosedürde olduğu gibi, riskler de mevcuttur. URS'nin muhtemel komplikasyonları, idrarda kan, idrar yolu enfeksiyonu, üreterin delinmesi ve üreterin çapını daraltan (üreteral striktür) skar dokusu oluşumudur.

Orta ve alt üreter taşları ameliyat olmaksızın üreteroskopi ile başarıyla çıkarılabilir.

4. Açık Ameliyat

Açık ameliyat, taş hastalığında beş ile yedi günlük hastaneye yatış gerektiren en invazif ve ağrılı tedavi şeklidir. Yeni teknolojilerin gelişmesi sayesinde, açık ameliyat ihtiyacı büyük ölçüde azaltılmıştır. Günümüzde açık ameliyat sadece taş yükü fazla olan komplike vakalar gibi son derece nadir durumlarda kullanılmaktadır.

Açık ameliyatın en büyük yararı, çok sayıda, çok büyük veya sıra dışı taşların tek bir seferde tamamen çıkarılmasıdır. Açık cerrahi, özellikle imkanların sınırlı olduğu gelişmekte olan ülkeler için etkin ve uygun maliyetli bir tedavi yöntemidir.

Böbrek taşı olan bir hasta ne zaman doktora başvurmalıdır?

Böbrek taşı olan bir hasta şu durumlarda derhal bir doktora başvurmalıdır:

  • İlaç ile geçmeyen şiddetli karın ağrısı
  • Sıvı ve ilaç alımı ile geçmeyen şiddetli bulantı ve kusma
  • Ateş, titreme, karın ağrısı ile beraber idrar yaparken yanma
  • İdrarda kan olması
  • İdrar çıkışının olmaması
Açık cerrahi girişim çok büyük böbrek taşı olan veya diğer yöntemlerin başarısız kaldığı çok az bir hasta için saklanmalıdır.